“`html
Suriye’deki Değişiklikler ve Medya Yanlış Bilgileri
Suriye’de 13 yıllık iç savaşın sona ermesiyle birlikte muhalif güçler, başkent Şam üzerinde kontrol sağladı ve Esad rejimini devirdi. Beşar Esad, bu süreç sonrası ailesiyle birlikte Moskova’ya iltica etti.
Esad’ın Rusya’ya kaçmasının hemen ardından, HTŞ ve diğer muhalif gruplar Sednaya Hapishanesi’nden bazı görüntüler paylaştı. Bu olayın yanı sıra batılı medya organları arasında yanıltıcı haberler de yayıldı. Özellikle sosyal medya platformlarında yanlış bilgiler ve yapay zeka tarafından üretilen videolara rastlamak mümkün oldu.
Örneğin, dar bir tünelde görülen bir kişinin, Sednaya Hapishanesi’nden kurtarıldığına dair iddialar ortaya atıldı.
Fakat yapılan araştırmalar bu görüntünün yapay zeka tarafından oluşturulduğunu ortaya koydu.
Ayrıca, aşağıda görülen görüntü, Güney Vietnam’daki eski Saygon hapishanesine ait. Bu da, Batı basınında Suriye’deki Sednaya Hapishanesi olarak sunulan yanlış bilgilerden yalnızca bir örnek.
Yalanlar Arasında TRT de Var
Maalesef yalanların bazıları Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) tarafından da yayımlandı. “Sednaya Hapishanesi’nde ağır işkencelere maruz kalan tutuklular” başlıklı bir video paylaşan TRT, daha sonra bu yanlış bilgileri içeren gönderisini geri çekmek zorunda kaldı.
Videoda yer alan ailenin, Ankara kökenli olduğu ifade ediliyor.
“Gizli Hücreler” İddiası Yanlışlandı
Batı medyasında Sednaya Hapishanesi’nde bulunmuş olduğu iddia edilen gizli hücrelere dair başka bir yanlış bilgi daha ortaya çıktı.
Anadolu Ajansı tarafından yayımlanan bir haberde, “Suriye’de devrilen rejimin işkence merkezi olan Sednaya Hapishanesi’nde gizli hücreler tespit edilemedi.” açıklaması yapıldı.
Kimse Beşar Esad dönemi sırasında insan hakları ihlali olmadığını savunmuyor; fakat Batı medyasının propagandasına alet olmamak hayati önem taşıyor.
Batı destekli devrimlerin yaşandığı bölgelerdeki liderlere yönelik hapishane ve para üzerinden yapılan dezenformasyonlar dikkat çekiyor. Esad’ın Rusya’ya 135 milyar dolar kaçırdığı iddiaları, bu bağlamda önemli bir aktör olarak öne çıkıyor.
Saddam Hüseyin Örneği
ABD, Saddam Hüseyin’i devirme konusunda çeşitli bahaneler üretmişti. 2003 yılında Irak’ın işgali öncesinde, Saddam’ın kitle imha silahlarına sahip olduğu ve El Kaide ile bağlantılı olduğu yönündeki iddialar Batı basınında geniş yer bulmuştu. Ancak sonrasında bu iddiaların asılsız çıktığı anlaşıldı.
Örneğin, 5 Şubat 2003’te dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Irak’ın kitle imha silahlarına sahip olduğunu iddia etti. Bu açıklama, Batı basınında büyük yankı uyandırdı ve Irak’ın işgaline zemin hazırladı; ancak işgal sonrasında bu silahların varlığına dair hiçbir somut kanıt bulunamadı.
Ayrıca, Batı medyasının Irak işgali sırasında ve sonrasındaki insan hakları ihlallerine yeterince dikkat etmediği eleştirileri de gündeme geldi. Bu durum, halkın yanlış bilgilendirilmesine ve savaşın meşruiyetinin sorgulanmamasına yol açtı.
Amna Suraka Hapishanesi
Saddam Hüseyin’in idam edilme sürecinde Amna Suraka, Batı medyası tarafından sıkça gündeme getirildi. Amna Suraka, Irak Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentinde, Saddam Hüseyin döneminde istihbarat teşkilatı olarak görev yapıyordu.
Bu dönemde birçok insanın burada hapis tutulduğu ve işkence gördüğü iddiaları öne çıkıyor. 1991 yılında Peşmerge güçleri tarafından ele geçirilen bu yapının, 2003’te bir müze haline getirildiği biliniyor.
Saddam’ın Serveti: Magazinsel Tartışmalar
Forbes, 2003’te Saddam Hüseyin’in kişisel servetinin yaklaşık 2 milyar dolar olduğunu tahmin etti. 1999 yılında ise ABD hükümetinin yayımladığı bir raporda bu miktarın 6 milyar dolar olarak belirlendiği bildirildi.
Saddam’ın, İsviçre ve İtalya gibi ülkelerde gizli hesaplar üzerinden büyük miktarlarda paraya sahip olduğu iddiaları dolaşımdadır.
Gulag Kampları ve Stalin
Sovyetler Birliği’nin lideri Josef Stalin de Batı medyasında sıkça eleştirilmektedir. Gulag, Rusça’da çalışma ve ıslah kampları anlamına gelen bir terimdir.
Stalin döneminde milyonlarca insanın zulme uğradığı ve zorla çalıştırıldığı, bu kampların Batı medyasında sürekli olarak ele alındığı bilinmektedir. Ancak bazı araştırmalar, bu anlatımın abartıldığını ve propaganda amaçlı olarak çarpıtıldığını öne sürmektedir.
Kaddafi’nin Son Dönemi
Muammer Kaddafi, 20 Ekim 2011’de Libya’nın Sirte kentinde öldürüldü. NATO destekli isyan sırasında Kaddafi, isyancı güçler tarafından yakalanarak infaz edildi.
Kaddafi’nin ölümünün ardından, Ebu Selim Hapishanesi Batı basınında sıkça gündeme geldi.
Kaddafi’nin Gizli Serveti
Sözde Kaddafi, kaçarken yanına 12 milyar dolar nakit ve 5 milyon dolarlık altın almıştı. İspanya, Amerika ve İngiltere’deki hesaplarında ise toplam 50 milyar dolara kadar varlık bulunduğu öne sürüldü.
Kaddafi’nin, Amerika, İngiltere, Arjantin gibi ülkelerde yüksek değerli gayrimenkullere sahip olduğu iddiaları da dikkat çekiyor. Örneğin, Londra’nın Hampstead bölgesinde 8 milyon dolarlık bir mülk ve Oxford’da 140 milyon dolarlık bir kompleks bulunuyordu.
Alt Başlığın Anlamı
Not: “Üzümle oyalayıp bağcıyı saklama” deyimi, asıl önemli olan konuyu gizlemek veya dikkatlerden kaçırmak için başka unsurlarla insanları oyalamak anlamına gelen bir ifadedir. Bu, genellikle aldatmaca veya yanıltma durumunu eleştirmek için kullanılır.
Türk Medyasında da Gündem Oldu
Türk medya organları, Esad’ın kontrolündeki Sednaya hapishanesini ele aldı. Bu tür bir yaklaşım, “göz boyamak” veya “asıl meseleyi saklamak” anlamına da gelir.
Öte yandan, 11 farklı gazetede bu hapishane hakkında geniş analizler ve haberler yer aldı.
İşte o manşetler:
“`
